Dünya nüfusunun giderek arttığı, demografik yapının global olarak değiştiği ve yaşlandığı günümüzde en temel ihtiyaçlardan biri olan beslenme daha büyük önem kazanmaya başladı. İklim değişiklikleri, su ve besin kaynaklarının yetersizliği sürdürülebilir yaşam için tüm otoriteleri harekete geçirdi. Dünya Sağlık Örgütü’ne üye ülkelerin sağlık politikaları ve stratejik kalkınma planlarında sağlığın sürdürülebilirliğinde beslenme ön sıralara yerleşti.
Bir sağlık profesyoneli bakış açısıyla sağlığın sürdürülebilirliğini ele aldığımızda; yaşam döngüsünde sürdürülebilir beslenme modellerini ve bu modellerin insan sağlığı üzerine etkilerini anne karnından başlayarak iyi değerlendirmek gerekir. Kanıta dayalı çalışmalar ile günümüzde Akdeniz Diyeti’nin yaşam döngüsünde sağlığın gelişmesi ve güçlendirilmesinde en doğru ve uygulanabilir bir beslenme modeli olduğunu söyleyebiliriz. Bu beslenme modelinin antioksidan polifenoller ve posadan zengin olması ile obezite, kanser, kalp damar hastalıkları ve diyabet gibi kardiyometabolik hastalıklardan korunmada ve iyileşmede, cinsel sağlıkta, sağlıklı yaşlanmada ve sağlıklı mikrobiyota oluşumunda, popülerliği giderek artmaktadır. Akdeniz Diyetinin de temel bileşenleri olan biyoaktif işlevsel besinlerin sağlığımızın korunması ve güçlendirilmesinde çok önemli roller oynadığı ve literatürde bu yönde araştırmaların görünürlüğünün arttığını söyleyebiliriz.
