Günümüzde yedi milyarı aşan dünya nüfusunun neredeyse yarısını kadınlar oluşturmaktadır. "Kadınlık” ve "kadın” öncelikle bir niteliktir. Kadınlar hem toplumsal hem de ekonomik yaşamın çok önemli bir parçasıdır. Kadınlar, her şeyden önce kendilerini anne ve eş olarak görmek üzere yetiştirilirler. Ayrıca kadınlar, aile ve toplumun yaşam koşullarının iyileştirilmesinde ve nüfusun yeniden üretiminde çok önemli roller üstlenmektedirler.
Kadının üreme deneyimleri ile ilgili olan doğurganlık yeteneği, nüfusun büyüklüğünü, artışını ve yapısını belirleyen, kadının statüsünü ve toplumun sağlık düzeyini etkileyen önemli bir kavramdır. Doğurganlık, bilinçli olarak düzenlenmediğinde hem anne hem de bebeğin sağlığını olumsuz etkileyecek riskli gebelikler ve istenmeyen gebelikler ortaya çıkmaktadır.
İstenmeyen gebelikler, aile planlamasının karşılanamayan gereksinimini ifade etmektedir. Aile planlaması, bir ülkenin geleceğine katkı sağlayacak en düşük maliyetli yatırımlardan biridir. Ekonomik kalkınma, anne ve çocuk sağlığı, eğitim ve kadınların güçlendirilmesini kapsayan bir dizi potansiyel fayda sunmaktadır.