Ana rahminde zigotun ortaya çıkmasıyla başlayan süreçte, organları oluşan fetüsün büyümesini takip eden, doğum eylemine ve ilk nefese tanıklık eden, bağımsız yaşamaya alışana kadar anne ve bebeğine desteğini sürdüren ebeler, bu büyülü yolculukta baş aktördür. Kendilerini bu yolculuğun gizemlerini çözmeye adamış olan ebeler, sadece sevgi ve şefkatin değil, bilgi, disiplin ve bilimsel bir yaklaşımın da temsilcileridir. Ayrıca ebelik, yaşamın en hassas anlarına eşlik eden, dikkat ve uzmanlık gerektiren bir sanattır.
Bu sanatın bilimle buluştuğu noktalardan biri de “Ebeliğin Matematiği”dir. Ebelik pratiğinin her aşamasında; doğru değerlendirme, ölçüm ve analiz yapabilmek yalnızca bir mesleki zorunluluk değil, aynı zamanda hayati bir sorumluluktur. Annenin, fetüsün ve yenidoğanın sağlığına dair alınan kararların temelinde yatan matematiksel hesaplamalar, yaşamla ölüm arasındaki ince çizgiyi belirleyebilir. Bu gerçek, matematiği bir ayrıntı olmaktan çıkarır; ebelik pratiğinin vazgeçilmez bir unsuru haline getirir.
“Ebeliğin Matematiği” kitabı, mesleğimizin bilimsel temelini güçlendirmek ve meslektaşlarımıza yeni ufuklar açmak amacıyla hazırlanmıştır. Otuzüç bölümden oluşan bu eser, yalnızca genç ebelerin eğitiminde değil, deneyimli meslektaşlarımızın profesyonel yaşamlarında da rehberlik edecek bir kaynak niteliğindedir. Kadın ve üreme sağlığı, doğum öncesi bakım, doğum süreci, postpartum dönemi ve yenidoğan izlemi gibi geniş bir yelpazede, doğru verilerle doğru kararlar almanın önemini vurgulamaktadır.