İnsanoğlunun, cerrahi bir girişimde bulunmaksızın iç organlarını inceleyebilme hayali, geçen yüzyılın ikinci yarısında kullanılmaya başlanan bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme, pozitron yayma tomografisi ve ultrasonografi gibi yöntemler sayesinde gerçekleşmiştir. Her biri kendine özgü bir enerjiyi kullanan bu yöntemleri insanlar üzerinde zararlı etkilerinin olabileceği de yadsınamaz bir gerçektir.
Tanı, tedavi ve cerrahi gibi alanlarda teknolojiye paralel olarak gelişmelerini sürdüren ve sürekli yenileri ortaya konan bu yöntemlerin zararlı biyolojik etkilerini bilmek ve gerekli önlemleri alarak kullanmak gerekir.