Tarih kadar eski olan kadın sorunları ‒ ya da ‘cinsiyetler arası eşitsizlik meselesi’ ‒ toplumsal cinsiyet eşitliği sorunları en büyük temel haklar sorunu olarak son yirmi yıldır küresel platformlarda en üst perdeden dile getirilen ve ortadan kaldırılmasına yönelik olarak ülkelerin mücadele verdikleri sorunlardır.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre 2014 yılında 195 ülke arasında 143 ülkenin kadın/erkek eşitliğini anayasa teminatı altına almasına rağmen kadının insan olarak haklarının gaspı birçok alanda görülmeye devam etmektedir. Bu duruma yasalar, siyasi iktidarların politikaları, cinsiyete dair stereotipler, kültürel normlar ve toplumsal pratikler yer vermektedir. 1979 yılında BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen ve iki yıl sonra yürürlüğe giren Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW),BM’nin kadınların insan haklarını ve toplumsal cinsiyet eşitliğini merkezine alan tek sözleşmedir. 30 maddede kadınlara karşı farklı ayrımcılık biçimlerini açıkça tanımlayan, bunlara son vermek için ulusal bir eylem planı sunan ve kadının toplumdaki ve ailedeki rolünü etkileyen kültürel ve geleneksel yönlere odaklanan bu sözleşmeyi Türkiye 1985 yılında imzalamıştır.